Ergenlerde Kendine Zarar Verme Davranışı

Ergenlerde ve diğer yaş dönemlerinde de görülebilen kendine zarar verme davranışı nedir, boyutları nelerdir, nedenleri ve tetikleyicileri nelerdir? vb. konuları açık, yalın bir dille sizleri bilgilendirmek adına açıklamaya çalıştık.

Öncelikle kendine zarar verme davranışı nedir bundan bahsedelim. Bu davranış kişinin kendi isteğiyle dokusuna, bedenine, kendine yönelik herhangi bir bölgesine doğrudan ya da dolaylı olarak zararlar vermesidir. Doğrudan kendine zarar verme, kişinin kol, bacak, yüzünü vb. kesmesi, elinde, kolunda vb. bölgelerinde sigara söndürmesi, intihar girişiminde bulunması, cildi eşelemek, tırmalamak, yakmak veya kesmek, saçları çekerek koparmak, hatta kemikleri kırmak, organları kesmek, gözü çıkarmak kadar ağır eylemlere varacak derecede kişinin kendi dokularına zarar vermesini kapsar.

Bu tür davranışlar psikiyatride kendine zarar verme (self-mutilasyon) olarak tanımlanır.
Aynı zamanda yaşanan zorlanmalar, stresler, kaygılar sonrası nikotin, alkol tüketimini artırmak, uyuşturucu maddeler kullanmakta kendine zarar verme davranışları arasındadır.

Peki, bireyler neden bu kadar feci zararlar veriyorlar kendilerine?

Öncelikle bu gruptaki bireyler boşluk duyguları, depresyon, gerçekçi olmayan duygulanımlar içerisindedirler. Bu duyguların vermiş olduğu stres, zorlanmalardan kurtulmak, duygularını bastırmak için kendilerine zarar verirler. Zarar verirken acı değil rahatlama, gevşeme, haz ve zevk hissederler. Böylelikle kendine zarar verme davranışı gözlenmeye devam edilir.
2-) Kendilerini cezalandırmak için: Kişiler yaşadıkları bazı ağır olaylardan kendilerini sorumlu tutar, suçluluk hissederler. Bundan ötürü kendilerini cezalandırma amaçlı zarar verme eylemlerine başvururlar. İstismara uğrayan kişilerde bu durum sıklıkla görülür.
3-) Duygularını kontrol etmede ve bastırmada yetersizlik yaşamaları: Duygularını kontrol edemeyen bireylerde görülür. İstenmedik olayı hatırladıklarında, akıllarına geldiğinde ya da hatırlatıcı bir unsurla karşılaştıklarında duygularını yönetemez çareyi kendilerini paralamakta bulurlar.
4-) Kendilerinin kontrolde olduğunu hissetmek için: Kendini kesmek bazı kişilerde “Bak! Şu an kontrol sende” anlamına geliyor. Depersonalizasyon yaşayan bireylerde gözlemlenebilir. (Depersonalizasyon: Kişinin kendine yabancılaşması)
5-) İntikam Almak: Kişi için öfkesini göstermesinin bir yolu da kendini kesmektir. Ailesinden soyutlanan kişiyle iletişim kurmak için vücudunu kullanır.
6-) Yaşadıklarını kendilerine göstermek/Hayatta olduklarını hissetmek: Kendini kesenler hislerinin donuk ya da ölü olduğunu söylerler. Kendilerini keserek/zarar vererek canlı olduklarını hissediyorlar.
7-) Öfkenin farkına varmak: Kendini kesme ağlamanın başka bir fiziksel yoludur. Öfke ya da incinme gibi olumsuz duygular kendini kesmede önemli derecede rol oynar.
😎 Sembolleştirme: Vücutlarına bazı kelimeler yazarak unutmak istemedikleri şeyleri sembolleştirmek, sevdiği kişinin isminin baş harfini vücuduna çizerek, yakarak yazmak ya da insanlara vermek isteği mesajı dövme yaparak yazmak.
Kendine zarar verme davranışının biyolojik nedenleri:
Opiyat, dopamin ve serotonin sistemlerine ilişkin çalışmaları kapsamaktadır. Beyinde bulunan bu hormonlar nörobiyolojik olarak incelenmektedir.

PSİKOLOJİK NEDENLERİ:

Kendine zarar verme davranışı olan hastalar hakkında ilk psikoanalitik değerlendirme Emerson (1913) tarafından yayınlanmıştır. Dinamik görüş açısından cildini kesme davranışı ile birçok amaca hizmet edildiği belirtilmiştir. Buna göre:
Kendine zarar verme davranışının doğrudan doğruya sadistik ve mazoşistik bir haz verdiği,
Kendini kesme davranışının yaşanan hazzı değersizleştirecek yara meydana getirdiği,
Emerson (1913), kendini kesme davranışının sembolik olarak mastürbasyonun yerine geçtiğini belirtmiş, benzer şekilde Fenichel (1945) “mastürbasyon eşdeğeri” terimini kullanmıştır (Tarlacı 1996).
Psikodinamik kuram dışındaki psikolojik kuramlar kendine zarar verme davranışını ikincil kazanç, yayılma taklit etme, uyum sağlama, öfke ve engellenme şeklinde açıklamaya çalışmışlardır.

İkincil kazançlar: Bazı kendine zarar verme davranışlarını, kişinin kendisini yaralaması sonucu elde edeceği ikincil kazançlar motive etmiştir. İkincil kazançlar için kendine zarar verme davranışı daha sıklıkla tutuklular ve askerler gibi belirli popülasyonda bulunur. Bu gruplarda kendine zarar verme davranışı sorumluluktan kaçmak, can sıkıntısından kurtulmak, fiziksel tehlikelerden korunmak ve daha az kısıtlayıcı ortamlara nakil olmayı sağlamak amacını taşır

Yayılma/ taklit etme: Kendine zarar verme davranışının tedavi ortamlarında bulaştığı veya yayıldığı olgusu birçok araştırmacı tarafından belirtilmiştir. Bir kişinin kendine zarar vermesi o ortamda bulunan diğerleri tarafından davranışın taklit edilmesine yol açabilir. Matthews, aynı yaştaki ergen gruplarında epidemik tarzda kendine zarar verme davranışının kışkırtıcılığını vurgulanmıştır (Rosen ve Walsh 1989).
Uyum sağlama: Bazı araştırmacılar kendine zarar verme davranışının uyum sağlama ile ilişkili olduğunu ileri sürmüşlerdir. Burada kastedilen zarar verme eğiliminin sigara ya da alkol içme isteği gibi bir zevk, istek dürtüsüyle gelmesi ve zarar verdikten sonra rahatlama, gevşeme gibi hisler yaşanılması durumudur.

DİĞER BİR FAKTÖR: AİLE ÖZELLİKLERİ

Aile özellikleriyle ilgili yapılan çalışmalarda erken dönemlerde izolasyon duygusu ya da ayrılık anksiyetesi yaşamaları ve fiziksel ya da seksüel istismara uğraması çocukların kendisine zarar vermesine neden olmaktadır (Rosenthal ve ark, 1972). Fiziksel istismara uğrayan çocuklar daha sonraki dönemlerde kendilerine zarar vermektedirler. Kendilerine cezalandırmak ve yoğun olarak yaşadıkları bu sıkıntıları kontrol etmek için kendilerine zarar vermektedirler (Roy 1978). Çocuklar ailenin sıkıntılarla baş etme şekli ve öfkenin dışa vurumunu içselleştirmekte ve sıkıntılarla karşılaştıkları zaman bu yöntemleri kullanmaktadırlar (Podvoll 1969).
Yani çocuk ne görmüşse ileriki yaşamında onu içselleştirip yapacaktır. Aile ortamı sağlıklı değilse, ihmal edilmişse, istismara uğramışsa, fiziksel ceza almışsa, dışlanmış, hor görülmüş, bastırılmışsa vb. kendine zarar verme davranışı bir o kadar yüksek olasılıklı olacaktır.
Örnek olarak çocuğunuzu önemsemeyip bastırarak yanınızdan uzaklaştırmanız durumunda kendini keserek size kendini gösterecektir.
Yapmış olduğu her hataya fiziksel ceza ile yaklaşırsanız ilerde, zaten annem/babamda olsa aynını yapardı düşüncesiyle kendine ciddi zararlar verebilir.Dışlama, hor görmeye maruz kalan bir çocuk kendini hatalı, eksik, kusurlu, aşağılık hissedecektir. Bu yüzden belki de bu acıları çekmeye kendini layık görüp kendine en ağır zararlar verebilecektir.
Bu örnekler gibi çok fazla olasılık mevcut.

EŞ TANI

Kendine zarar verme davranışı genel olarak kişilik bozuklukları, akut ve kronik psikotik bozukluklar, majör afektif bozukluklar, cinsel kimlik bozuklukları gibi tanı gruplarında sıklıkla görülmektedir. Kendine zarar verme davranışı olan psikiyatrik olgular incelendiğinde, bu davranışın özellikle Borderline kişilik bozukluğunda olmak üzere en sık kişilik bozukluklarında, görüldüğü bildirilmiştir. Kendine zarar verme davranışı çok çeşitli problemler ve bozukluklarla ilişkili olabilir. Bu konudaki ana görüşler:

1. %80’lere varan orandaki borderline kişilik bozukluğu hastalarında çocukluk çağı cinsel veya fiziksel istismar öyküsü bulunmaktadır.
2. Kendine zarar verenlerin üçte birine varan kısmı travma sonrası stres bozukluğu (TSSB) tanı ölçütlerini karşılamaktadır.
3. Borderline kişilik bozukluğu, erişkin travmatik yaşantıları ile meydana gelen TSSB için kırılganlık faktörü olabilir.
4. Ağır çocukluk çağı cinsel istismarı, ya çocukluk sırasında veya erişkinlik döneminde TSSB olabilir.

ÖNEMLİ

Kendine zarar verme davranışıyla madde, alkol, nikotin vb. kullanımı arasında güçlü bir ilişki bulunmaktadır.

SONUÇ:

Kendine zarar verme davranışı klinik uygulamada çok sık karşılaşılan bir durum olmakla birlikte, konu hakkında yeterince bilgi ve veri olduğunu söylemek mümkün gözükmemektedir. Çünkü oldukça derin ve fazlaca olasılıklar barındıran bir konudur. KZV (Kendine Zarar Verme) araştırmalarda bir belirti olarak kabul edilmektedir. Hangi faktörün KZV’ye yol açtığını ruh sağlığı uzmanları araştırırlar.
Kendine zarar verme eğilimi olan bireylerin psikolojik destek almaları oldukça önem taşımaktadır. Dediğimiz gibi olumsuz bir faktörün belirtisidir KZV. Bu ana faktörün ne olduğu çözülmeli bulunmalıdır. Eğer KZV ihmal edilirse gelecekte kendini intihar olarak gösterebilir. Bu konuda bireyler ve aileler alanında uzman psikolog, psikolojik danışmanlar, klinik psikologlarla çalışmalıdır.

Peki, sizlere ne düşüyor?

Çocuğunuzda kendine zarar verme görülüyorsa hangi boyutta olursa olsun okul psikolojik danışmanı/rehber öğretmeniyle görüşün. Kendisi ilgilenecek ve gerekliyse psikiyatriye ya da psikoloğa yönlendirme yapacaktır.
Çocuğunuza kendine zarar veriyor diye birde siz ceza vermeyin. Bunu yaptığı için fiziksel ceza. Sözel saldırganlık, azarlama, baskı, vb. yapmayın. Bilindiği ve yukarda anlatıldığı üzere bunlar kendine zarar vermesini artıracaktır.
Bu davranışlarıyla sadece kendisine zarar verdiğini ve çevresindekileri böyle yaparak üzdüğünü düzgün, yumuşak bir üslupla ona anlatmaya çalışın.
Yanında olun, arkadaşça yaklaşın, birlikte vakit geçirin. Neden bu davranışları yaptığını öğrenmeye çalışın. Birlikte bu problemin üstesinden gelmeye çalışın.

Öneri ve tavsiyeler her ne kadar bitmese de en iyi tavsiyeleri klinik psikolog/uzman psikologlar durumu gözlemleyip, analizini yaptıktan sonra verecektir. Yardım almaktan çekinmeyin.

Kordon Psikoloji tarafından

İzmir Alsancak’ta bulunan Kordon Psikoloji Merkezi’nde, çocuklara, ergenlere, yetişkinlere, çiftlere ve ailelere danışmanlık hizmeti sunulmasının yanında eğitimlere, atölyelere ve grup çalışmalarına da yer verilmektedir. Kurum olarak, insan ile çalışıyor olmanın getirdiği yüksek sorumluluğun bilincinde, etik ilkelere bağlı, kültürel çeşitliliğe ve farklılıklara duyarlı olan, her bireyin ve ilişkinin biricikliğini ve kendine özgü ihtiyaçlarını göz önünde bulundurarak profesyonel yaklaşımla online ya da yüz yüze destek sunmaktayız. Kordon Psikoloji Merkezi’nde sizlerle beraber olmak dileğiyle…

Yorum Gönderin Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Exit mobile version