Diyetler, yiyecek reklamları ve yalnızca belirli şekil ve renkteki modellerle dolu bir dünyada, her yaştan çocuk, her gün “kim olmaları” ve “nasıl görünmeleri” gerektiğine dair dış mesajların bombardımanına maruz kalıyor. Bu mesajlar, destekleyici bir ev ortamı tarafından karşılanmazsa, çocukların üzerinde olmadıkları biri gibi gözükmeleri için gereksiz bir baskı oluşturuyor.
Çocukluk, keşif zamanıdır. Ne yazık ki bu süreç, bir çocuk kendini yetersiz hissettiğinde veya özellikle vücut şekli veya yiyecek tercihleriyle ilgili olarak karşılaması gereken bir standart varmış gibi hissettiğinde bastırılabilir. Zamanla bu tür bir baskı, çocukları depresyona, kaygıya, rahatsız edici davranışlara, izolasyona veya yeme bozukluklarına yatkın hale getirebilir… Olumsuz benlik saygısına sahip olmak, hayatı birçok düzeyde zorlaştırır.
Bir ebeveyn olarak, çocuklarınızın kendilerini oldukları gibi güvende ve sevilmiş hissetmelerine yardımcı olmak için evde yapabileceğiniz küçük değişiklikler vardır. Kabullenme ideal olarak her düzeyde (beden, zihin ve ruh) gerçekleşse de, çocuklarınızın bedenlerinde kendilerini rahat hissetmelerine ve yiyeceklerle sağlıklı bir ilişki kurmalarına yardımcı olmaya odaklanır.
Bir ebeveyn olarak, dikkatinizi çocuklarınızın dikkatlerini vermelerini istediğiniz yere verin. Çocuğunuzun dış görünüşünden çok güçlü yönlerine ve içsel niteliklerine odaklanmaya çalışın. Geçici koşullara dayalı iltifatlar sunmak yerine, çocuğunuzda değişmeyen nitelikleri adlandırmayı deneyin (sevecen, yardımsever, düzenli, vb.)
Yiyecekleri “iyi” veya “kötü”, “doğru” veya “yanlış” olarak etiketlemekten kaçının. Hiçbir yiyecek doğası gereği bir diğerinden daha iyi veya daha kötü değildir. ‘Kötü’ bir yemek yemenin psikolojik etkileri suçluluk ve utanç duygularına yol açabilir. Gizli yemek yeme davranışını tetikleyebilir.
Model olun. Vücudunuz ve yiyecek kurallarınız hakkındaki önyargılarınızın farkında olmaya çalışın. Çocuklarınız için sağlıklı bir model oluşturarak, medyadan veya akranlarından farklı mesajlar alsalar bile çocuklar yemek yeme alışkanlığını ilk önce evde kazanır. Bunu unutmayın.
Evinizde mevcut olan olumsuz kendi kendine konuşmaları gözlemleyin. Kendini küçümseyen bir dil kullanıldığında buna dikkat edin. Şimdi kendinize söylemekte olduğunuz mesajı size veya çocuğunuza ilk kim söyledi? Bu olumsuz düşünce tamamen doğru değilse, hatalı düşünceniz üzerine çalışın. Düşünce biraz doğruysa, bu ‘zayıflığı’ bir büyüme alanı olarak yeniden çerçevelendirmeye çalışın ve kendinizin veya çocuklarınızın bu yönlerini güçlendirmeleri için destekleyebileceğiniz yollar sunun. Mesela iradesiz bir insan olduğunuza dair inancınız varsa, bu inancın gerçekten doğru olup olmadığını değerlendirin. Doğruysa bu konuda kendinizi geliştirebilecek neler yapabilirsiniz değerlendirmeye çalışın.
Farkında olarak yemek yiyin. Yemeklerinizin çoğunu hareket halindeyken, futbol maçları ve jimnastik arasında ya da uzun bir günün ardından televizyon karşısında yiyorsanız, hafta boyunca ara sıra dikkatiniz dağılmadan yemek yemek için zaman ayırmayı deneyin. Yemek zamanlarına bilinçli dikkat vererek, siz ve çocuklarınız açlık/tokluk seviyelerini daha iyi ölçebilecek, yemek yemenin zevkini daha iyi hissedebilecek ve yemek deneyimi boyunca birbirinizle kalabileceksiniz. Teknolojik alet karşısında oturmadan, bütün ailenin sofrada olduğu ve sohbet ettiği bir ortam yaratmaya çalışın.
Evinizde “beden” üzerine konuşun. Televizyondaki ve dergilerdeki insanların sıklıkla değiştiğini, bedenlerin her şekil ve boyutta olduğunu konuşun. Hatta bunu bir oyun haline getirerek yıllar boyu ideal beden algısının değişimini araştırın. Gerçek insanların nasıl göründüğünü, sivilcelerini, selülitlerini, yaralarını ve çillerini normalleştirin.
**Bu yazı beden algısıyla ilgili her şeyi içermemektedir. Çocuğunuzun yeme bozukluğu ile mücadele ettiğini düşünüyorsanız, bu makale, ortaya çıkabilecek zorlukları en aza indirmeyi veya basitleştirmeyi amaçlamamaktadır. Siz veya çocuğunuz burada açıklananın ötesinde destek arıyorsanız lütfen “iletişim” sekmesinden bizi arayarak randevu oluşturun.